Eğitim, evrensel değer yaratmayı hedeflerken, yerel ve ulusal değerleri de geliştirebilir

Açık Havada Resim Dersi
İzmir, Kızılçullu Köy Enstitüsü (1946)



*




''Dönemin politik ve kültürel ortamının ruhuna uygun bir anlayışla memleketin dört bir yanını vatan kabul eden gençlerin, “tek bir ses, tek bir yürek” olacak biçimde eğitilmelerini sağlamaktır. Doğunun kültürünü batıya, batınınkini doğuya, güneyi kuzeye, kuzeyi güneye tanıtarak, öğrencilere birbirlerinin türkülerini söyleterek, oyunlarını oynatarak yapılacak bir eğitim, “tek ses, tek yürek” olmanın en güçlü yoludur. İşte bu sebeple beş yıllık Köy Enstitüsü eğitimi içinde, her öğrenciye en az on iki marş, yirmi bir tatbikat şarkısı, otuz beş halk türküsü ve beş [yöresel] oyun havası öğretilmesi programa alınmıştır. Marş repertuarının içinde; “İstiklal Marşı”, “Cumhuriyet Marşı”, “Akdeniz Marşı”, “Türklük Marşı”, “Gençlik Marşı”, “Köy Enstitüsü Marşı” gibi milli duyguları harekete geçirecek örnekler bulunur. Tatbikat şarkıları arasında; “Bebeğin Dansı”, “Yalancı Çoban”, “Yaşasın Okulumuz”, “Türk Yemişi Yiyelim”, “Anadolu”, “Buğday”, “Bahar” gibi çoğu Avrupa ülkelerinin çocuk şarkıları repertuarından uyarlanan veya bazıları Türk bestecileri tarafından bestelenmiş çocuk ve gençlik şarkıları yer alır. Halk türküsü ve oyun havaları repertuarı ise; “Tandır Gelin”, “Mecnunum Leyla’mı Gördüm”, “Çanakkale İçinde”, “Topal Koşma”, “Tamzara”, “Hayrano”, “Yeni Cami Avlusu”, “Eşimden Ayrıldım”, “Burçak Tarlası”, “Kozanoğlu”, “Giresun Kayıkları”, “Sarı Zeybek”, “Mezar Arasında”, “Tuna Havası”, “Bengi” gibi çeşitli yörelerin değişik karakterdeki ezgilerinden oluşur.''
Akpınar Köy Enstitüsü’nde açık havada mandolin çalmayı öğrenen öğrenciler. İ.H. Tonguç Belgeliği.



*




Köy Enstitüleri; öğrencilerini sanatsal yönden de ileri bir eğitime tabi tutmaktaydı. Dünya Klasikleri her öğrencinin okuması gereken eserler bütünüydü. Dönüşümlü olarak öğrenciler bu kitapları okuyor ve birbirleri arasında takas ediyorlardı. Bunların içindeki tiyatro eserlerini sahneleme gibi uğraşlar da mevcuttu bu okullarda. Bunun yanısıra her öğrenci bir müzik enstrümanı çalmakla mükellefti. Ozellikle taşıma kolaylığı nedeniyle mandolin en sık çalınan aletti. Aşık Veysel, Enstitüleri gezerek öğrencilere bağlama dersleri vermiştir. Tüm bunların sonucu yetişen öğretmen adayı çalmayı bildiği enstrümanı gittiği köydeki öğrencilere de öğretme şansı bulabilmiştir. Enstitülerde sanat da önemli bir yere sahipti.




*




Eğitim, evrensel değer yaratmayı hedeflerken, yerel ve ulusal değerleri de geliştirebilir. Örneğin, yerel sanat motifleri çağdaş yöntemlerle geliştirilirse, bunun hem ulusal ve yerel hem de evrensel değerlere katkısı olur. Halk dansları ve halk türküleri, Köy Enstitüleri sayesinde gün ışığına çıkarılmış ve ulusal değerler olarak geliştirilmiştir. Bunların evrensel değerlere dönüştürülmesi yolunda da adımlar atılmış, ancak Enstitüler yozlaştırılıp kapatılınca istenen sonuca tam ulaşılamamıştır.
(Mandolin çalan Enstitü öğrencisi. Mahmut Makal Arşivi.)



*








Açık Havada Resim Dersi
İzmir, Kızılçullu Köy Enstitüsü (1946)