''20. Yüzyılın başında, Osmanlı’nın önemli valilerinden Ebubekir Hazım Tepeyran, Niğde çevresindeki köylüleri anlatan “Küçük Paşa”yı yazmıştı. Ondan biraz sonra Refik Halit Karay’ın gerçekçiliğin erken başyapıtı diyebileceğimiz “Memleket Hikâyeleri”nde de kıyısından köşesinden köy ve köylü biraz yer almıştı. Cumhuriyet döneminde ise, Yakup Kadri’nin “Yaban”ı köyde sürgün bir devrimci aydının gözünden köyü ve köylüyü, tartışmacı bir üslupla gündeme getirmişti.
Neredeyse köy deyince ilk akla gelen yapıtlardan biri olan Yaban’ın yazarı, 1950’lerde ilk ürünlerini veren ve 1960’larda usta romanlarıyla etkili olan Köy Enstitülü yazarlara bir buluşmasında şöyle diyecekti: “Bizler tren penceresinden gördüğümüz köyü yazdık, sizler ise o köyün içinden gördüğünüz köyü yazıyorsunuz.”
*
Fotoğraf: Ot bile yetişmeyen bataklığı tarım arazisine dönüştürmeyi başaran Köy Enstitülüler...