''İNSANIN İNSANI SÖMÜRMEMESİ'' DERSİ..

İsmail Hakkı Tonguç, 1893 yılında Bulgaristan’da doğmuş. Kendi köyünde 4 yıllık ilkokulu bitirdikten sonra 1914 yılında İstanbul’a giderek eğitimine devam etti.
Maarif Nazırı Şükrü Bey’in yardımlarıyla parasız yatılı olarak Kastamonu Öğretmen Okulu’na gönderildi. 1916 yılında İstanbul Öğretmen Okulu’na geçiş yaparak buradan mezun olur. 1918 yılında açılan bir sınavı kazanarak Almanya’ya öğrenime gönderilir. Karlsruhe Ettlingen’deki Öğretmen Okulu’nda Türk öğrenciler için düzenlenen özel eğitim programına katılır,
I. Dünya Savaşı’nın bitmesi ile diğer Türk öğrenciler ile yurda döner. İsmail Hakkı Tonguç, İstanbul’a geldikten kısa bir süre sonra Eskişehir Öğretmen Okulu Resim-Elişi ve Beden Eğitimi Öğretmenliği’ne atandı. 1921 yılının Haziran ayında Eskişehir’in Yunanlılarca İşgal edilmesi üzerine Ankara’ya gitti.
Ülkenin işgal altında olmasından dolayı tekrar Almanya’ya dönerek Karlsruhe’de Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’na devam eder. Burada grafik, tahta işleri ve illüstrasyon eğitimlerinin yanı sıra Beden Eğitimi Enstitüsü’nde beden eğitimi dersleri de alır.
1922 yılında eğitimini tamamladıktan sonra Konya Öğretmen Okulu ve Konya Lisesi’ne eğitmen olarak atanır. Ankara, Adana ve Konya’da öğretmenlik yapar. İngiltere ve Fransa’da mesleki incelemeler yapmak üzere seminerlere katılır. 11 Mart 1926’da Maarif Vekaleti Levazım ve Alatı Dersiye Müzesi Müdürlüğü’ne getirilir.
Merkezdeki yöneticilerden biri konumuna gelen İsmail Hakkı Tonguç, 10 Ağustos 1926’dan sonra ilköğretim müfettişleri ve ilkokul öğretmenleri için Ankara’da açılan “İş ilkesine dayalı öğrenim kursu” başlatarak yabancı eğitimciler ile birlikte Köy Enstitüleri projesinin temelini attı. 1935 yılında Köy Enstitüleri’nin kurmasını sağlayacak İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne getirildi. Dönemin kültür bakanı Saffet Arıkan ile birlikte hazırladığı raporla Köy Enstitüleri programını hazırladı. 17 Nisan 1940’da Köy Enstitüleri Kanunu çıktıktan sonra açılan kurumlar ile bizzat ilgilendi. 1946 yılında Köy Enstitüleri hakkında açılan davalar nedeniyle görevinden alındı ve Talim Terbiye Kurulu üyeliğine getirildi.
Dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü çalışmalarından dolayı kendisini takdir etse de ülkenin çeşitli yerlerine sürgün olarak gönderilmesine engel olamadı. Tüm bu olanlar neticesinde 1954 yılında kendi isteği ile emekli oldu.