''Bu okullar içinde yalnızca İzmir Kızılçullu Köy Enstitüsü’nün binası hazırdı. Diğerlerinin başlangıçta bir binası yoktu. Okula alınan çocuklar önceleri çadırlarda yatıp kalkıyor, açık hava dershanelerinde ders görüyor; öğretmen ve idareciler hazineden devredilen arazilere kendi okullarını ve ek binaları olan yatakhane, atölye gibi kısımları kendi ürettikleri tuğla ve kireçle inşa ediyorlardı. Köy Enstitülerinin yapılmasında, arazilerin hazineden devri dışında devletin hiçbir katkısı yoktu; enstitüler arasında bir yardımlaşma vardı. Yeni bir enstitüde inşaat yapılırken, bir diğerinden oraya yardım ekibi gönderilirdi. Kendi çapında geliri olan her bir enstitü, döner sermaye ile idare edilirdi. Sahip oldukları arazilerde yaptıkları bağ, bahçe ve meyvelikten toplanan ürünleri satar; öğrencilerin yiyecek ihtiyacını ve öğretim görevlileri ve hizmetlilerinin ödeneklerini bu gelirden karşılarlardı.'' İbrahim Çiçek