Kızılçullu; İzmir Şirinyer’in eski adıdır. Niçin bu adın değiştirildiği hala tartışılır. 1914 yılında Amerikan Koleji olarak açılır. Adnan Menderes de bu okulda okur. Mustafa Kemal’in isteği ve öngörüsü, İzmir Valisi Kazım Dirik’in çabaları ile 1937 yılında Kızılçullu köy statüsüne sokularak köyde böyle bir yabancı okul okul olamayacağı savı ile Amerikan Koleji kamulaştırılır. 1937 yılında da Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı döneminde burada “Kızılçullu Köy Öğretmen Okulu” açılır. Artık burada mütegallibenin çocukları değil yoksul halk çocukları parasız, karma, laik ve bilimsel bir eğitim göreceklerdi. Kızılçullu Köy Öğretmen Okulu Köy Enstitüsüne giden aydınlık yolculukta bir geçiş dönemidir. 17 Nisan 1940 yılında da okul Kızılçullu Köy Enstitüsüne dönüşür. Enstitüde 1950 yılında karma eğitime son verilir ve “Kızılçullu Kız Köy Enstitüsüne” dönüşür. 1952 yılında da Nato’ya bırakılır. Kız öğrenciler Bolu’ya aktarılır. Okulun tarihi ile ülkenin geçirdiği siyasi evreler bu anlamda büyük bir benzerlik içerir.
1937’de açılan Köy Öğretmen Okuluna Aydın, Muğla, Manisa, İzmir ve Denizli ve Balıkesir’den ilkokulu tamamlamış veya ilkokul 5. sınıfa geçmiş öğrenciler alınır. Okulda İlkokul 5. sınıf açılır ve 4. sınıftan gelenler eksiklerini burada tamamlarlar. 17 Nisan 1940 tarihinde de okul enstitüye dönüşünce eğitmen kursu da enstitü içine alınır.1943 yılında da enstitü bünyesinde Akçadağ, Pulur, Hasanoğlan ile birlikte Kızılçullu’da “Köy Enstitüsü Sağlık Kolu” açılır.
Okulun ilk müdürü Emin Soysal’dır. Emin Soysal Gazi Eğitim Enstitüsü çıkışlı bir eğitimcidir. Köy öğretmeni yetiştirme anlayışı bakımından İlköğretim Genel Müdürü Tonguç’tan farklı düşünmektedir. Tonguç’un “İş Okulu” anlayışına karşı ve daha çok klasik öğretmen okulu yapılanmasından yanadır. Bu anlaşmazlıklar nedeniyle 1942 yılından Bursa Kız İlköğretmen Okuluna tayin olur. 1950-1960 arasında da Maraş Bağımsız Milletvekili olur ve TBMM’de Köy Enstitüleri karşıtı bir çizgiyi sürdürür.1942 yılında enstitü müdürlüğüne Hamdi Akman gelir. Hamdi Akman ile birlikte okul gerçek bir iş okuluna dönüşür. Amerikan Koleji’nden hazır alınan binalar dışında öğrenci yatakhanelerini öğrenciler yaparlar. Enstitüde demokratik, katılım süreçleri başlar. Hamdi Akman sonrası da müdürlüğe Talat Ersoy atanır.
Kızılçullu Köy Enstitüsünün üç önemli çiftliği vardır. Enstitü ana binasının karşısında şimdi çocuk ıslah evinin bulunduğu bölge, Karabağlar tarafında Emres ve enstitü ile Gaziemir arasındaki Kozaağaç çiftliği. Enstitünün tüm yiyecek malzemeleri öğrenciler tarafından burada üretilir. Kızılçullu Köy Enstitüsünde Bergama Kozak Yaylasından Hasan Çakı Efe Usta öğretici olarak milli oyunlar öğretmeni olarak çalışır. Her sabah enstitü meydanında efenin işaretiyle zeybekler oynanır. Enstitüde öğrenciler demircilik, yapıcılık ve marangozluk becerilerini edinirler. Tüm enstitü öğrencileri notalarıyla müzik öğretmenleri Mehmet İnal yardımıyla mandolin çalmayı öğrenirler. Kızılçullu Köy Enstitüsü öğrencileri 1937-1952 arasında İzmir’deki tüm ulusal bayramlarda, özellikle 9 Eylül kutlamalarında tarzlarıyla, giysileriyle, duruşlarıyla en dikkati çeken, beğenilen okul olurlar.Kızılçullu Köy enstitüsü öğrencileri bu dönemlerde diğer enstitülerdeki arkadaşlarıyla Pulur, İvriz ve Dicle Köy Enstitüsü’nün kurulması imecesine katılırlar. Ortaklar Köy Enstitüsü ise sadece onların emekleriyle kurulmuştur.
Bu kitabı hazırlarken görüştüğüm köy enstitülü eğitim kahramanlarının çoğu 80 yaş ve üzerinde. Ağır sağlık problemlerine rağmen Cumhuriyet öğretmeni olmanın heyecanını onurla taşıyorlar. 1937 Kızılçullu Köy Öğretmen Okulu girişli, 1943 Kızılçullu Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmen-ilköğretim müfettişi Kemal Güngör:“Ben iki kez bakanlık emrine alındım. Hiç korkmadım. Tarımdan anlıyordum. Yani elimde bir sanatım vardı. İnşaatçılığı da biliyordum. Binalar yapmıştım. Bu nedenle kendime güveniyordum. Yani enstitü bize özgüven kazandırmıştı. Bence enstitü eğitiminin en önemli noktası da budur.” Kızılçullu Köy Enstitüsü 1940 girişli, 1944 çıkışlı öğretmen İlyas Kalay:“Enstitü bize haksızlıklara, eşitsizliklere karşı mücadele bilinci kazandırdı. Yaşamım boyunca haksızlıklara hep karşı oldum. Hep örgütlü mücadeleden ve iyiden, güzelden yana taraf oldum.” Kızılçullu 1944 Çıkışlı Eğitim Kahramanı öğretmen-müfettiş Mehmet Nevzat Aksoy: “Enstitüde marangozluk becerilerini edindim. Öğretmenlik yaptığım Kemaliye Köyü’nde çocuklar yerde eğitim görüyorlardı. Okulun sıralarını, masalarını yaptım. Yaşamım boyunca hep üretici oldum” Kızılçullu Köy Enstitüsü 1944 çıkışlı Remzi Taşcı: “Ben Kızılçullu olmasaydı eğitim olanağı bulamazdım” derken hala o günlerin heyecanlarını yaşıyorlardı. Bu yiğit insanlar öğretmenliklerinin ilk yıllarında kurdukları Ege Bölgesi Köy Öğretmen Derneği aracılığıyla DP döneminde örgütlü demokratik öğretmen hareketinin ilk nüvesini oluşturdular.
Kızılçullu Köy Enstitüsüne, Kızılçullu tren istasyonuna öğrencilerin çoğu trenle gelmişler. Öykülerinde, şiirlerinde, anılarında hep tren imgesi vardır. Ellerinde bavul yerine giysilerini koydukları sepetleri vardı. Kavaklıdere’den ilk olarak Kadri Gülhan, Akif Yavuz, Ahmet Ulusoy ve sonra babam Şükrü Kocabaş 1945 yıllarında Kızılçullu imecesine katılmışlar. Daha sonraki yıllarda Mehmet Alpözen ve İsmail Hakkı Tosun Kızılçullu’lu olmuşlar. Kavaklıdere’li öğrenciler Bozdağan üzerinden Nazilli’ye kadar atla, eşekle bazen de yürüyerek geliyorlar ve oradan trene binerek Kızılçullu’ya geliyorlardı. Yatağan’dan benim hatırlayabildiğim Kemal Can, Mehmet Aydın, Mehmet Kara, Şadi Uysal, Feyzullah Ertuğrul, Mahmut Yanar, Rüştü Kazıl, Yeşilyurt’tan Nurullah Besi, İzzet Öziç, Muhsin Madran Kızılçullu aydınlığının kahramanları olmuşlar.
Şimdiki adı Şirinyer olan köy enstitüsünün kurulduğu bölgede Kızılçullu Köy Enstitüsüne ait hiçbir işaret yok. Ana cadde üzerinde “Nato Durağı” yazıyor. Dileriz ki bu bölgede bir anıt yaptırılarak “Burada bir zamanlar İzmir’in enstitüsü: Kızılçullu Köy Enstitüsü vardı” ibaresi konur. Diğer enstitü çıkışlılar gibi her biri birer eğitim kahramanı olan Kızılçullu Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerimizi birer birer kaybediyoruz. Onların yaptıklarını, yaşadıklarını ve deneyimlerini fotoğraflarla, belgelerle günümüze taşımayı bir görev sayıyorum. Okurlardan bir dileğim var. Kızılçullu çıkışlı ailelerin sandıklarındaki o dönemlere ilişkin belgelerini, fotoğraflarını bizlere iletebilirlerse Kızılçullu imecesine çok önemli katkı sağlamış olacaklar. Kızılçullu imecesine katılan tüm öğretmenlerimin, sağlık memuru büyüklerimin anısına Necati Cumalı’nın 1943 yılında yazdığı “Kızılçullu Yolu” adlı şiiri paylaşmak istiyorum.
KIZILÇULLU YOLU
Hıdırellez günü, Kızılçullu yolu
Beni herkes severdi çocukluğumda
Arabacı yanına oturtur
Kırbacı bana verirdi.
Ben Fıtnat hanımın oğlu,
Zayıf bir kızı severdim
Gözlerinin içi gülerdi.
Hıdırellez güneşi,
Beraber tırmanmadık mı ağaçlara?
Siz kanatmadınız mı ellerimi
Elma çiçekleri?
KAYNAK