"Anlatacaklarım bundan elli bir yıl önce başlamış, ancak kısa bir süre sonra karalanarak bıraktırılmış, çağdaş bir eğitim davranışının uygulanmaya çalışıldığı kurumlardan birinin kuruluş öyküsüdür"
Nazif Evren
(1940 yılında Hasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç'un önderliğinde kurulan ve toplumsal yaşamda yarattığı olumlu etkiler nedeniyle kısa süre içinde kapatılan Köy Enstitüleri, 1930'lu yıllarda Türkiye nüfusunun yüzde 80'inin köyde yaşadığı, nüfusun yüzde 85'inin okuma yazma bilmediği bir ortamda, modern köy kalkınma modeline uygun olarak yapılandırılan ve bugün bile birçok ülkeye örnek olabilecek, üretime dönük öğrenimi esas alan, "eğitim üretim içindedir" şiarını ilke edinmiş eğitim kurumları olarak bilinmektedir. Köy Enstitüleri sadece öğretmen yetiştiren kuruluşlar olmayıp, bulunduğu çevreyi araştıran, geliştiren ve çevrenin kalkınmasını da üstlenmiş kurumlar olarak da işlev görmüştür. Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak; bu alanda ilgili gerekli elemanları yetiştirmek için kurulan eğitim kurumları olmuştur. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, işte, sanatta, zanaatta ve sağlık alanlarında eğitmen ya da öğretmen olarak geri gönderilmişlerdir. Köy Enstitüleri, çok sayıda öğretmen ve eğitmen yetiştirmenin, o dönemin zor koşullarında köy çocuklarına öğrenim olanağı sağlamanın yanı sıra Türkiye'nin kültür yaşamına damgasını vuran "köy kökenli aydın kuşağı" yaratmış ve bütün eleştirilere karşın Türkiye eğitim sisteminde kalıcı bir iz bırakmayı başarmıştır. O döneme Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası dinamiklerin sistem üzerinde kurdukları psikolojik etkinin sonucu Köy Enstitüleri soğuk savaşa kurban edilip kısa sürede kapatılarak tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştır. Bugün öğretmen yetiştirmeden başlayarak eğitim sisteminin yaşadığı pek çok sorunun kaynağında Köy Enstitülerinin kapatılmasına neden olan zihniyet yatmaktadır. Köy Enstitülerinin kapatılması, Türkiye'nin çağdaş ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin durdurulması anlamına gelmiş, genel anlamda ülke demokrasisinin telafisi zor bir yara alması sonucunu doğurmuştur.)
www.dr.com.tr | www.idefix.com
Kekik Kokulu Yıllar kitabı İnova yayınlarından çıktı. Kitap insanın içini burkan bir kitap. Köy Enstitülerini anlatıyor ve Türkiye’nin enstitüleri kapatmakla neler kaybettiğini daha iyi anlıyorsunuz kitabı okudukça. Böyle çalışmalara şiddetle ihtiyaç var, burası kesin.
Mümtaz İdil - Oda TV - 22.03.2015
Nazif Evren
(1940 yılında Hasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç'un önderliğinde kurulan ve toplumsal yaşamda yarattığı olumlu etkiler nedeniyle kısa süre içinde kapatılan Köy Enstitüleri, 1930'lu yıllarda Türkiye nüfusunun yüzde 80'inin köyde yaşadığı, nüfusun yüzde 85'inin okuma yazma bilmediği bir ortamda, modern köy kalkınma modeline uygun olarak yapılandırılan ve bugün bile birçok ülkeye örnek olabilecek, üretime dönük öğrenimi esas alan, "eğitim üretim içindedir" şiarını ilke edinmiş eğitim kurumları olarak bilinmektedir. Köy Enstitüleri sadece öğretmen yetiştiren kuruluşlar olmayıp, bulunduğu çevreyi araştıran, geliştiren ve çevrenin kalkınmasını da üstlenmiş kurumlar olarak da işlev görmüştür. Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak; bu alanda ilgili gerekli elemanları yetiştirmek için kurulan eğitim kurumları olmuştur. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, işte, sanatta, zanaatta ve sağlık alanlarında eğitmen ya da öğretmen olarak geri gönderilmişlerdir. Köy Enstitüleri, çok sayıda öğretmen ve eğitmen yetiştirmenin, o dönemin zor koşullarında köy çocuklarına öğrenim olanağı sağlamanın yanı sıra Türkiye'nin kültür yaşamına damgasını vuran "köy kökenli aydın kuşağı" yaratmış ve bütün eleştirilere karşın Türkiye eğitim sisteminde kalıcı bir iz bırakmayı başarmıştır. O döneme Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası dinamiklerin sistem üzerinde kurdukları psikolojik etkinin sonucu Köy Enstitüleri soğuk savaşa kurban edilip kısa sürede kapatılarak tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştır. Bugün öğretmen yetiştirmeden başlayarak eğitim sisteminin yaşadığı pek çok sorunun kaynağında Köy Enstitülerinin kapatılmasına neden olan zihniyet yatmaktadır. Köy Enstitülerinin kapatılması, Türkiye'nin çağdaş ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin durdurulması anlamına gelmiş, genel anlamda ülke demokrasisinin telafisi zor bir yara alması sonucunu doğurmuştur.)
www.dr.com.tr | www.idefix.com
Kekik Kokulu Yıllar kitabı İnova yayınlarından çıktı. Kitap insanın içini burkan bir kitap. Köy Enstitülerini anlatıyor ve Türkiye’nin enstitüleri kapatmakla neler kaybettiğini daha iyi anlıyorsunuz kitabı okudukça. Böyle çalışmalara şiddetle ihtiyaç var, burası kesin.
Mümtaz İdil - Oda TV - 22.03.2015