HASANOĞLAN SİZİ BEKLİYORDU...


 Fotoğraf Hikayeleri




Hasanoğlan Bizi Bekliyor

Fazlı Öztürk - AFSAD Hasanoğlan Çalışması


3-4-5 Temmuz tarihlerinde eski Hasanoğlan Köy Enstitüsü ve Yüksek Köy Enstitüsü yeni adıyla Hasanoğlan Anadolu Öğretmen Lisesi'nin yerleşkesinde yapılan Hasanoğlan Bizi Bekliyor etkinliklerine AFSAD adına katılım sağladık.

Çalışmaya AFSAD'ı temsilen katılan arkadaşlar (alfabetik sırayla): Elif Koca, Fazlı Öztürk, Figen Aydoğdu, Göktürk Açıkalın, Hamide Kan, Hande Akçakoca, İlknur Öztürk, Nail Yollu, Oğuz Karakütük, Serap İdil, Şerife Yavuz, Tuğçe Deniz Çakır, Türkan Namlucu ve Cumartesi akşamından itibaren de Kamuran Feyzioğlu.

Adlarını saydığım arkadaşlarla Hasanoğlan'da olmaktan, dolu dolu 3 günü paylaşmaktan çok büyük gurur ve onur duydum. Bir kısmını ilk defa yakından tanımak fırsatını bulduğum arkadaşlarımızın grup uyumu, çalışkanlığı, iş yapabilme gücü, ortaya çıkan yeni durumlara göre tavır alabilme yetenekleri etkinliğe katılan birçok  grup ve kişinin dikkatini çekti ve bu durum bana kişisel olarak defalarca iletildi.

25 Haziran 2009 günü düzenleme kurulunun toplantısına katıldık ve genel bir bilgilendirme aldık. Etkinlik programı başlamadan önce önce 29 Haziran 2009 Pazartesi günü Oğuz ve Mebrur ile, 30 Haziran günü ise Oğuz ile iki kez Hasanoğlan'a giderek saha çalışması yaptık. Bu çalışmaya göre ne tür bir plan izleyeceğimize karar verdik.

Düzenleme kurulun tarafından pankartların yapımını üstlenip üstlenemeyeceğimiz soruldu. Grup olarak kendi aramızda para toplayarak otobüslere ve yerleşke içindeki alanlara asılmak üzere pankartlar yaptırdık. Artan küçük bir miktar parayı da düzenleme kuruluna aktarmak üzere karar aldık.

Cuma sabahı gelen grupların iş alanlarının belirlenmesinden sonra çalışmalar başladı. Grubumuz her ne kadar fotoğraf işliği ve çalışmayı belgelendirmek adına çalışmaya katılsa da tüm alanlarda sırası ile hem fotoğraf çekimi yaptı hem de fiziksel gücü ile çalışarak etkinliğe katkı sundu. Çalışma sırasında her arkadaşımızın tüm alanlarda çalışma yapmasını sağlayacak bir dönüşüm sistemi kurmaya çalıştık.

Cuma günü Hamide arkadaşımız düşerek kolunu incitti, bütün uyarılarımıza rağmen Hasanoğlan'da kalmakta ısrar etti, ancak Cumartesi acıları dinmeyince Ankara'ya döndü. Sonradan öğrendik ki dirseğinde kırık varmış. Buradan Hamide Kan arkadaşımıza bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Hamide kırık koluyla bile bir sürü espriler yapmayı başarırken tüm AFSAD grubu onun için seferber oldu. Aramızda çalışmanın Gazisi ünvanını verdik Hamide'ye...

Eski enstitü binalarının bir kısmında, açık hava tiyatrosunda, sinema ve çevresinde, İnönü köşkü diye bilinen ağaçlık arazide devam eden ot yolma, temizlik yapma çalışmalarında her yaş grubundan çalışan vardı. Sanılanın tersine katılımın ağırlığı orta yaş grubunda değil,  üniversite öğrencilerindeydi.

Belge tarzından çalışan fotoğrafçıların en büyük sıkıntılarından biri olan yapma, çekme, etme diyenin olmadığı, kimsenin siz istemeden poz vermediği, herkesin çapa, kazma salladığı, ot yolduğu ortamda fotoğraf çekmenin rahatlığını yaşadı arkadaşlarımız. Bazı genç kızlarımızın annem görse inanmaz çıkışlarını belgelediler çokca, anneleri de inansın diye.

Çalışmalar öğleye kadar ot yolma ve temizlik yapma merkezli yürütülürken öğleden sonra işliklerde herkes ilgi alanına göre çalışmalara katıldı. İşliklerden bazıları edebiyat, felsefe, tiyatro/müzik, seramik ve fotoğraftı. Bizler fotoğraf işliğini de yürüttük. Hep birlikte Hasanoğlan Enstitü müzesi gezildi ve hemen herkes inanılmaz derece de etkilendi müzeden...

Köy enstitülerindeki Cumartesi toplantıları mantığında toplantıların yapıldığı, her türlü eleştirel açıdan tüm sürecin tartışıldığı anlar yaşandı. Ot yolmanın bir çözüm olmadığı, bir başlangıç olduğu, gelecek dönemlerde atılacak büyük adımların küçük başlangıcı olduğu konusunda hem fikir olundu.

Yemekler gerçekten çok güzel, kalınan yurt odaları ise ortam koşullarına göre gayet iyiydi. Sabahları davulla uyandırılmak ayrıca güzel oldu. Akşamları yağmur yağdığında kapalı alanlarda, yağmadığında ise açık hava tiyatrosunda eğlenceler yapıldı, etkinlikler, işliklerden örnekler izlendi. Bütün bu alanlarda teçhizatımız ve emeğimiz ile çalışmaya katkı sunmaya gayret gösterdik.

Mesele, nereden para bulur da yaparım, kimden yardım alır da başarırım meselesi olmadı. Ortak, imecemizle yaptık her şeyi. Yemeği çalışmaya katılanlar dağıttı, ortalığı sildiler, süpürdüler. Herkes egosunu biraz geri plana itmiş bir şekilde güzel bir gülümseme ile günaydın, iyi geceler, yarasın kelimelerini kullandı. Yorulanın elinden bir diğeri aldı hemen kazmayı, bir başkası su taşıdı ve arkadaşlarına servis yaptı. Görmeliydiniz sevgili arkadaşlar, yaşamalıydınız... Hele Helin diye bir minik ve abisi Taylan vardı ki...

Konu uzun, zamanınızı almak istemiyorum. Konuyla ilgili olarak daha derli toplu bir metin Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Ankara Şube Başkanı hekim ve yazar Sayın Alper Akçam tarafından metne alındı ve yayın organlarına gönderildi. Bizim fotoğraflarımızın eşliğinde, ekte bu metni de okuyabilirsiniz.

Ben çalışmada çok az fotoğraf çekebildim maalesef. Etkinlik başladıktan bir süre sonra video desteğinin olmadığı tespit edildi ve böyle bir talep gelince bana, fotorğaf makinemin video çekme özelliğini ilk defa kullandım ve tüm süreçte bu çalışmayı yaptım. İlk çalışmamdı, sanırım bazı sıkıntıları olacak bu ilk çalışmanın ama yine de umutluyum ben bu görüntülerden, bir şeyler çıkar sanırım.

Grup olarak bu Cuma tekrar bir toplantı yapacağız ve bundan sonra gösteri, sergi ve kısa film için neler yapabileceğimizi konuşacağız. Süreç devam ediyor, sizlerle paylaştığımızda birinci perde demiş olacağız ama bitirmeyeceğiz...

Umarım seneye daha büyük, daha kalabalık bir grupla orada oluruz... Minik Helin ve Taylan'ın da de içinde olduğu bazı fotoğraf örneklerini yukarıda görebilirsiniz...


Fazlı Öztürk