Bu eğitim kurumlarının özgünlüğünü, Türkiye’nin kısıtlı ekonomik koşulları, yoksulluğu ve nüfusunun yüzde seksenden çoğunun köylerde yaşaması belirlemiştir

''Köy Enstitüleri üzerine Colombia Üniversitesinde bir doktora çalışması yapan Fay Kirby’ye göre, bu okullar dünya eğitim tarihi içinde etkilenme kaynakları olmakla birlikte bütünüyle Türkiye’ye özgü eğitim kurumlarıdır. Bu eğitim kurumlarının özgünlüğünü, Türkiye’nin kısıtlı ekonomik koşulları, yoksulluğu ve nüfusunun yüzde seksenden çoğunun köylerde yaşaması belirlemiştir. Hızla bu büyük köylü nüfusu eğitmek, daha büyük bir ulus inşası sürecinin içinde, bağımlı, hurafelere inanan ortaçağ bireylerinden bilinçli yurttaşlara dönüştürmek genç Cumhuriyetin en önemli görevlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır. Bu devasa görevi kısıtlı maddi koşullarda gerçekleştirmek için, ilkin askerlik sırasında seçilen ve 6 aylık kurstan geçirilen “eğitmen”lerle köylerde okuma yazma eğitimi denenmiştir. 1938’de Eskişehir Çifteler ve İzmir Kızılçullu’da Eğitmen Kursları açılmış, bu yetersiz ilk adım, elde edilen deneylerin değerlendirilmesiyle 1940’ta bütün ülkeyi kucaklayan Köy Enstitüsü hareketine dönüşmüştür.
Köy Enstitülerinin en önemli niteliği, köylüye hem kuramsal hem de yaşamı ve üretimi için gerekli pratik bilgileri verecek öğretmenler yetiştirmeye çalışmasıdır. Kuramsal derslere ayrılan zaman kadar uygulama derslerine de zaman ayrılmış, öğrencilere, köy ekonomisinde vazgeçilmez işlerin eğitimi verilmiştir. Enstitülerin bahçelerinde sebze yetiştirilmiş, atölyesinde demircilik yapılmış, binalar, birçok yerde öğrencilerin çalışmasıyla inşa edilmiştir. Yaz tatillerinde deneyimli öğrenciler, başka enstitülerin inşaatlarında görevlendirilmiş, yeni yerlerde dayanışma içinde yaşamın üretim içinde zenginliğini tatmışlardır.
Böylelikle yetişip köyünde göreve başlayan öğretmen, okulun bahçesinde uygulamaya girişecek, sebze yetiştirecek, arıcılık yapacak, bunları bilimsel bilgilerin yardımıyla daha verimli kılacağından, köylülere bu yaptıklarıyla örneklik edecekti. Zaten köy öğretmeninin önemli bir görevi de yetişkinleri eğitmekti. O dönemde köylerde gündüz çocukları, akşamları yetişkinleri eğiten bir okul ve Köy Enstitülü öğretmenler vardı.''B. Sadık Albayrak
*
GÖNEN KÖY ENSTİTÜSÜ...