''Sonra bir şey daha görüyordum oralarda... Üçyol tarafından Kızılçullu’ya doğru uzanan Halide edip Adıvar Caddesi’nden Murat’ımız ile gelirken, NATO Karargâhı’nın bulunduğu yeşillikler içinden başını gösteren saatli bir kule. Orası NATO’ydu, biliyordum. Ama bu beyaz kule de neydi? Yıllar sonra bu kulenin Uluslararası Amerikan Koleji binası olduğunu öğrendim. Buca’nın bu bölgesi ile ilgili öğrendiklerim arttıkça taşlar yerine oturdu.
Burası Şirinyer’di. Yani Aya Anna Vadisi’nden Buca’ya açılan kapı... Gerçekten de şirin bir yerdi. Bugün Şirinyer denince akıllara çıldırtıcı bir trafik sıkışıklığı gelse de 90 yıl kadar önce burada karaçoların gidip geldiği toprak yollar, ağaçlarla kaplı yamaçlar ve bu ağaçların arasında beyaz binalarıyla Amerikan Koleji yer alıyordu. 19’uncu yüzyıl ortalarında Türkiye’deki ilk diplomatik misyonunu İstanbul’dan önce İzmir’de açan Amerika Birleşik Devletleri, Buca’nın dış bölgesi olan Şirinyer’i kendisine bir koloni merkezi olarak bellemişti ve İzmir’de yerleşik Amerikalılar burada yaşıyordu. (*) Şehirdeki iki Amerikan kolejinden biri de buradaydı.
Bazılarımızın pek hazzetmediği, Giles Milton’ın “Paradise Lost: Smyrna 1922” adlı kitabında (**) Buca’nın bu bölgesi ve kolej hakkında aydınlatıcı pasajlar vardır. Milton, Eylül 1922’yi büyük ölçüde buradan ve Buca Uluslararası Amerikan Koleji’nin o dönemki müdürü Alexander MacLaughlan’ın hatıratından yola çıkarak anlatır.
Kolej 1912 yılında hizmete girmişti ve İzmir’deki çoğu Levanten ve tek tük zengin Türk ailelerin çocuklarının okuduğu bir okul olmuştu. Kolejin mezunları arasında Adnan Menderes de vardır.
Bunu da söyledikten sonra şimdi taşları yavaş yavaş yerlerine oturtma vakti geldi...
Amerikan kolonisi olan Şirinyer’deki bu kolej, Cumhuriyet dönemi boyunca bir azınlık okulu statüsünde varlığını sürdürdü ve Menderes’in de aralarında olduğu çok sayıda mezun verdi. 1937 yılında Amerikan Koleji kapatıldı ve bina, “Kızılçullu Köy Enstitüsü” oldu. Türkiye’nin 1952’de NATO’ya üye olmasından sonra Kızılçullu Köy Enstitüsü’nü kapatan ve okulun binalarını 1953 yılında NATO’ya elleriyle teslim eden ise, kolejin mezunlarından Adnan Menderes olmuştur.
Tarih boyunca Amerikan kolonisi olan Şirinyer, o günden beri İzmir’de NATO’nun karargâhıdır. Şirinyer ve çevresinde bugün de birçoğu Amerikalı çok sayıda NATO personeli yaşar.
Notlar:
(*) ABD, İstanbul’da büyükelçilik açmadan önce ilk diplomatik misyonunu 1802’de İzmir’de açmıştır. İzmir’e gelen William Steward isimli ilk konsolos, Babıali tarafından tanınmadığı için bir yıl sonra ülkesine dönmüştür.
(**) Kitap, “Kayıp Cennet, Smyrna 1922” adıyla Şenocak Yayınları’nca basıldı ve İzmir’i Türklerin yaktığını söylemesinden ötürü büyük tepki çekti. Daha önceleri Çankaya’da yazdıklarından ötürü Falih Rıfkı da aynı tepkiden nasibini almıştır.''
Burası Şirinyer’di. Yani Aya Anna Vadisi’nden Buca’ya açılan kapı... Gerçekten de şirin bir yerdi. Bugün Şirinyer denince akıllara çıldırtıcı bir trafik sıkışıklığı gelse de 90 yıl kadar önce burada karaçoların gidip geldiği toprak yollar, ağaçlarla kaplı yamaçlar ve bu ağaçların arasında beyaz binalarıyla Amerikan Koleji yer alıyordu. 19’uncu yüzyıl ortalarında Türkiye’deki ilk diplomatik misyonunu İstanbul’dan önce İzmir’de açan Amerika Birleşik Devletleri, Buca’nın dış bölgesi olan Şirinyer’i kendisine bir koloni merkezi olarak bellemişti ve İzmir’de yerleşik Amerikalılar burada yaşıyordu. (*) Şehirdeki iki Amerikan kolejinden biri de buradaydı.
Bazılarımızın pek hazzetmediği, Giles Milton’ın “Paradise Lost: Smyrna 1922” adlı kitabında (**) Buca’nın bu bölgesi ve kolej hakkında aydınlatıcı pasajlar vardır. Milton, Eylül 1922’yi büyük ölçüde buradan ve Buca Uluslararası Amerikan Koleji’nin o dönemki müdürü Alexander MacLaughlan’ın hatıratından yola çıkarak anlatır.
Kolej 1912 yılında hizmete girmişti ve İzmir’deki çoğu Levanten ve tek tük zengin Türk ailelerin çocuklarının okuduğu bir okul olmuştu. Kolejin mezunları arasında Adnan Menderes de vardır.
Bunu da söyledikten sonra şimdi taşları yavaş yavaş yerlerine oturtma vakti geldi...
Amerikan kolonisi olan Şirinyer’deki bu kolej, Cumhuriyet dönemi boyunca bir azınlık okulu statüsünde varlığını sürdürdü ve Menderes’in de aralarında olduğu çok sayıda mezun verdi. 1937 yılında Amerikan Koleji kapatıldı ve bina, “Kızılçullu Köy Enstitüsü” oldu. Türkiye’nin 1952’de NATO’ya üye olmasından sonra Kızılçullu Köy Enstitüsü’nü kapatan ve okulun binalarını 1953 yılında NATO’ya elleriyle teslim eden ise, kolejin mezunlarından Adnan Menderes olmuştur.
Tarih boyunca Amerikan kolonisi olan Şirinyer, o günden beri İzmir’de NATO’nun karargâhıdır. Şirinyer ve çevresinde bugün de birçoğu Amerikalı çok sayıda NATO personeli yaşar.
Notlar:
(*) ABD, İstanbul’da büyükelçilik açmadan önce ilk diplomatik misyonunu 1802’de İzmir’de açmıştır. İzmir’e gelen William Steward isimli ilk konsolos, Babıali tarafından tanınmadığı için bir yıl sonra ülkesine dönmüştür.
(**) Kitap, “Kayıp Cennet, Smyrna 1922” adıyla Şenocak Yayınları’nca basıldı ve İzmir’i Türklerin yaktığını söylemesinden ötürü büyük tepki çekti. Daha önceleri Çankaya’da yazdıklarından ötürü Falih Rıfkı da aynı tepkiden nasibini almıştır.''
Engin Tatlıbal