KİTAPLIĞIMIN GÜLÜMSEYEN KONUKLARI

KİTAPLIĞIMIN GÜLÜMSEYEN KONUKLARI: 14
GERİDE KALAN / TEKİN ÖZERTEM
(İzmir’den, Karataş’tan anılar, yaşanmışlıklar)
Bellek zamanla çok şeyi unutur. Eğer geçmişte alınan notları, tutulan günceleri, belleğin odacıklarında birikenleri yazmaya niyetlenmişseniz, o zaman daha bir değerli olur yazılanlar. Salim Şengil “Anılarda Kalan Portreler” adlı kitabının önsözünde “İnsan yazmaya oturunca, şaşılacak bir şey, anılardaki konuşmalar bile birdenbire, neredeyse tıpatıp anımsanıyor.” der. Oktay Akbal “Kırmızı Tenteli Tramvay” adını verdiği anı kitabında şunları söyler: “Önemli olan anılarımızda kalanlardır. En değerli, en kalıcı anılardır bellekte kalanlar.”
Anı türünün bilinen örnekleri arasında Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Falih Rıfkı Atay, Halit Ziya Uşaklıgil, Ahmet Rasim, Cevat Şakir Kabaağaçlı adları usuma gelir. Kuşkusuz Ruşen Eşref, Hüseyin Cahit Yalçın, Yusuf Ziya Ortaç, Samet Ağaoğlu, Salah Birsel, Oktay Akbal, Oktay Rıfat, Yahya Kemal gibi şair ve yazarlarımızın anı kitaplarını da unutmak olası değil.
Samim Kocagöz’ün “Bu da geçti Yahu”, Ferda Güley’in “ Kendini Yaşamak”, Nevzat Helvacı’nın “Karanlıkta Yol Aramak”, Şinasi Özdenoğlu’nun ”Anılar ve Portreler”, Vefa Poyraz’ın “Bir Cumhuriyet Valisinin Anıları”, Berin Taşan’ın “Bir Tanığım Kalsın”, Sadun Aren’in “Puslu Camın Arkasından”, Mario Levi’nin “İçimdeki İstanbul Fotoğrafları”, Bülent Akkurt’un “Yerinde Yeller Esen Bab-ı Âli”, Hıfzı Topuz’un “Gülümseyen Anılar”, Ahmet Özer’in “Onlarla Yaşadım”, Hüseyin Yurttaş’ın “Onları Tanıdım” adlı kitapları ve daha bir çok yazarın anılarını, günlüklerini, Kitaplığımda azımsanmayacak sayıda anı kitabı var. Onları yakınımda, gözümün önünde tutarım hep. Gerek duydukça yeniden okurum, dostluk kurarım, yararlanırım onlardan. Anılarını yazanların yaşadıkları dönemlerden ne çok yazarla, şairle, sanatçıyla, bilim ve siyaset insanıyla paylaşılmış resimler, olaylar yansır bana.
***
Kitap fuarlarını en çok kitap kokuları, kitap dostları, kitap söyleşileriyle seviyorum. Koşullar, olanaklar elverse de diyorum kendime, ülkemin bir çok kentinde açılan kitap fuarlarına gidebilsem, o kokuları hep koklasam, yeni dostlar edinsem, görmediğim arkadaşlarımla, dostlarımla yeniden buluşsam, zamana yeni tatlar, sevinçler, umutlar, güzellikler katsam… Şimdilik İzmir Kitap Fuarı’yla yetiniyorum işte. Bir iki kez de İstanbul Kitap Fuarı. Çağrılı olarak katıldığım Gaziantep’te 2006 yılında açılan ilk kitap fuarı günlerimi de unutamam elbette. Bir gün başkalarına da belki…
Geçen yıl İzmir Kitap Fuarı’nda çok kitapla, çok dostla, çok sözle buluştum. Yayınevlerini dolaştım. Yolum Bence Kitap Sergiliğine de düştü. Öykünün güzel insanı, iyi dost, kentlim Lütfiye Aydın’la da buluştum. Birkaç kitap aldım. Bence Kitap Genel Yayın Yönetmeni Ceyda Pırıl Köstem de bir dönem TRT’de önemli işler gerçekleştirmiş, yapımlara imza atmış Tekin Özertem’in “Geride Kalan” (*) kitabını hediye etti. Kitabı alır almaz merakla okudum. Hani İzmir’de bunca yıl yaşayan, sokaklarını gezen, yokuşlarını tırmanan, kordonunda dolaşan, esinler derleyen bir insan olarak daha bir keyifle…
Tekin Özertem adı yabancım değildi. 1974 sonunda TRT Haber Merkezi’nde göreve başlamadan önce TRT televizyonundaki izlencelerinden biliyordum. Senarist, yapımcı, yönetmen, sunucu olarak görevler üstlenen, dönemin çocuk izleyicilerinin belleğinde unutulmaz izler bırakan bir isimdi Tekin Özertem.
TRT’de yapımını üstlendiği, seslendirdiği çocuk izlenceleri de unutulmamış olmalıdır. “Çocukların Televizyonu”, “Elif’in Düşleri”, “Bizim Sokak”, “Küçük Ülkü”, “Devrimler”, “Çocuklarla Baş Başa”, “Uykudan Önce”, “Karagöz’ün Maceraları”, “Deli Dumrul”...gibi çok sayıda yapımda imzası var Özertem’in.
TRT’nin Türk televizyonculuk tarihinin ilk drama dizisi “Aşk-ı Memnu”nun yapım projesini 1975 yılında öneren ve yaşama geçiren de Özertem. 1980’lerde “TRT 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği”ni tasarlayıp gerçekleştiren de aynı kişi.
“Karagözüm İki Gözüm” ve “Oyun İçinde Oyun” adlı çocuk oyunları, “Memduh Mutlu’nun Mutsuz Sonu” adlı bir oyunu, “Çocuk Tiyatrosu” ve “Türkiye’de Çocuk Tiyatrosu” adlı iki araştırma yapıtı, “Hep Tellere Takıldı Uçurtmalarım” adlı şiir kitabı bulunuyor.
Doğma büyüme İzmirli Özertem. Bir zamanlar Karataş’ta yer alan ama şimdi Halil Rıfat Paşa olarak bilinen semtte geçer yaşamı. Yıllar sonra İzmir’in bu eski, ünlü semtini anılarıyla, yaşadıklarıyla kaleme almış.
Özellikle yaşları ellileri, altmışları geçen, yetmişlerde gezinen, seksenlerle buluşan İzmirlilerin, İzmir’de yaşayanların beğeniyle, İzmir dışında oturan İzmirlilerin de özlemle andıkları, anılarla dolu olduğu kentin ünlü bir semtini orada yaşamış, anılar biriktirmiş bir kalemden, yazardan okumak önemli, anlamlı diye düşünürüm.
Kitabın arka kapak yazısındaki “Kentlerin de yaşamları vardır kendilerince… Limanına binip gidilemeyen gemilerin demirlediği, bozacıları, şıracıları, şambalisi, boyozu, kapı önü oturmaları, göğü tutan Hıdrellez ateşleri, ünsüz ünlüleri ile bir kente, İzmir'e ve geçmişe dair damıtılmış anıların kitabı Geride Kalan…” sözlerine katılıyorum ben de.
Karataş’ın tarihçesini öğrendikten sonra, Karataş’ın ünlü adlarıyla da tanışıyoruz hemen: Dario Moreno, ünlü romancı Kemal Bilbaşar, sinema sanatçıları Ayhan Işık, Turgut Özatay (dayısı), ünlü pantomimci, oyuncu Erdinç Dinçer, Türk Sanat Müziği bestecisi ve koro şefi Dr. Ayhan Sökmen, tiyatro oyuncusu Bilge Şen…
Çelik çomak, yakan top, birdirbir, uzuneşek… Tekin Özetem’in olduğu gibi bizim de çocukluğumuzda vazgeçemediğimiz oyunlardı geçmişte. Sinemalar, denizde hamam sefaları, kemeraltı gezileri, İzmir fuarı, boynu kumbaralı çocuklar İzmir Radyosu’nun çocuk saatleri… Bir roman tadında akıp gidiyor anlattıkları Özertem’in.
Geride Kalan’ı İzmir’de yaşayanlar, İzmir özlemi çekenler, görev gereği İzmir dışında olanlar da Tekin Özertem’in öykü tadıyla anlattıklarını seveceğinizi umuyorum.
(*) Geride Kalan, Tekin Özertem, Bence Kitap Y. 2015, 266 sayfa.
Oğuz TÜMBAŞ