'1940'lı yıllarda üniversitelerin özerkliğinin başladığı dönem
Hasan Ali Yücel’in Köy Enstitüleri’nin kurulduğu döneme denk gelmektedir
ki ;bu dönemde UNESCO tarafından dünyaya Türkeğitimi model örnek olarak gösterilmektedir.
Türk eğitim tarihine bakıldığında;
Cumhuriyetin eğitim projesinin bu dönemde
şahlandığı, ancak çok kısa sürede önünün kesildiği
görülmektedir. Bu dönemden sonra soğuk savaş
anlayışı ile ülkemizin önüne konulan süreç sonucu
insanlarımız birbirine düşürüldü, toplumun en
dinamik kesimi olan üniversite gençliği ağırlıklı
olarak olaylara da taraf oldukları için üç kez ülkede
darbe yapıldı ve her seferinde üniversiteler
sorunların merkezi olarak gösterildiği için
üniversiteler zaptü-rapt altına alınmaya çalışıldı
Köy Enstitüleri’nin temel esprisi, bu eğitim
modeli kişinin kendi farkına varalabilirlğini
kazandırmasıydı.. Anlıyor, düşünüyor, sorguluyor ve
üretiyor. Yaptığı işin verdiği mutluluk ile yaşamına
anlam katabiliyordu. Maalesef ülkemiz o gün bu
kazanımı koruyamadı Çünkü o dönemde toplumun
eğitim düzeyi, demokrasiyi sindirme bilinci, batının
baskısı sonucu bu proje ortadan kaldırıldı. Bugün
bizler Köy Enstitüleri’ni okuyunca hayıflanıyoruz,
ancak yakalanan fırsatların değerlendirilmemesi
kaçan trene benziyor. Toplum olarak o dönemde
neye sahip olduùumuzun farkında değildik. Bugün de farkında olduğumuz inancında değilim
.'' İbrahim Ortaş (Pıvolka, Sayı:17)
Hasan Ali Yücel’in Köy Enstitüleri’nin kurulduğu döneme denk gelmektedir
ki ;bu dönemde UNESCO tarafından dünyaya Türkeğitimi model örnek olarak gösterilmektedir.
Türk eğitim tarihine bakıldığında;
Cumhuriyetin eğitim projesinin bu dönemde
şahlandığı, ancak çok kısa sürede önünün kesildiği
görülmektedir. Bu dönemden sonra soğuk savaş
anlayışı ile ülkemizin önüne konulan süreç sonucu
insanlarımız birbirine düşürüldü, toplumun en
dinamik kesimi olan üniversite gençliği ağırlıklı
olarak olaylara da taraf oldukları için üç kez ülkede
darbe yapıldı ve her seferinde üniversiteler
sorunların merkezi olarak gösterildiği için
üniversiteler zaptü-rapt altına alınmaya çalışıldı
Köy Enstitüleri’nin temel esprisi, bu eğitim
modeli kişinin kendi farkına varalabilirlğini
kazandırmasıydı.. Anlıyor, düşünüyor, sorguluyor ve
üretiyor. Yaptığı işin verdiği mutluluk ile yaşamına
anlam katabiliyordu. Maalesef ülkemiz o gün bu
kazanımı koruyamadı Çünkü o dönemde toplumun
eğitim düzeyi, demokrasiyi sindirme bilinci, batının
baskısı sonucu bu proje ortadan kaldırıldı. Bugün
bizler Köy Enstitüleri’ni okuyunca hayıflanıyoruz,
ancak yakalanan fırsatların değerlendirilmemesi
kaçan trene benziyor. Toplum olarak o dönemde
neye sahip olduùumuzun farkında değildik. Bugün de farkında olduğumuz inancında değilim
.'' İbrahim Ortaş (Pıvolka, Sayı:17)