'' Yüzlerce öğretmen yetişip, yüzlerce öğretmeni yetiştirmek için yollara düşmüştü;binlerce fidan dikilmişti, hayvancılık ve tarım üzerine daha önce emsali görülmemiş büyüklükte projeler hayata geçirilmişti, on binlerce kitap okunmuştu, köy ağalarına kul olan babalardan köy ağalığını yıkmaya yeltenen çocuklara bir efsanelik öykü kaleme alınmıştı.Güzel bir öyküydü Köy Enstitüleri.
Bugün, bir tane müzik aleti çalamayan, resimden anlamayan, edebiyat sevmeyen, kitap okumayan; dilini,kültürünü bilmeyen tanımayan kocaman cahil bir oyun bahçesine çevirdiğimiz Anadolu’da; kadınların sokak ortasında öldürülmesi, erkek çocuklara tecavüz edilmesi,ahlâkın çayın içine atılan küp şeker gibi eriyip gitmesi normal karşılanmaktadır.Kaşık kim biliyoruz belki, ama kaşığı tutan eli sorgulamaktan kaçınarak yaşamaya devam ediyoruz.
Batı medeniyetinin ışık hızını aştığı eşikte cahiliye devrine dönüş hızını da biz kırmaktayız...'' Murat Taşçı.